Alie’nin Kil Maskesi Tarifi!
- 26 May
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 19 Haz
Aslında bu tarifi bilinçli aldım diyemeyiz. Çok bunaldığım bir Pazartesi günüydü. Hafta içi genellikle yoğun tempoda çalıştığım için günün en güzel saatlerini kaçırdığımı düşünürdüm. Hala da haklı olduğumu düşünüyorum fakat, kendime özel ilgi ve sevgi gösterdiğim zamanlar yaratmaktan da kaçınmam, onu eklemem lazım.
Alie her zaman “Önce kendine şefkatli olacaksın. Yoksa yaratıcılığın, mutluluğun ve sabrın beslenecek kaynak bulamaz. Kendini bir kap su gibi düşün. Eğer boşalttığın su yerine yenisini koymazsan kabın içinde su kalmaz.”derdi.
O gün de sabah tam gaz çalışmaya başlamıştım, aslında iş motivasyonum çoğunlukla yüksektir. Başarmaktan ve üretmekten keyif alırım fakat daha haftanın başından öğlene doğru çoktan bunalmıştım. İçimdeki boşluğu yaptığım işten aldığım haz dolduramıyordu. Bu nedenle öğle yemeği arasında Alie’yi aradım. Her zamanki tatlı sesiyle telefonu açınca dayanamadım, ona derdimi döküverdim. Bana git, önce bir 20 dakika yürüyüş yap sonra eve döndüğünde ılık duşunu da al ve bana öyle gel dedi.
Yürüyüş vücudumuzdaki kan akışını hızlandırdığı için egzersiz olması dışında Alie için bir mutluluk katalizörü olarak da adlandırılabilirdi. Bu nedenle ne kadar tembel hissetsem de kalktım ve yürüdüm. İnsan 20 adım sonra bir sonraki adımını kovalamaya başlarmış. Tabi bir yandan da işle ilgileniyordum. Hem küçük bir molayı bile kendime çok görüyorum diye kendime kızıyor, hem de sorumluluk duygusunun pençesinde gözümü telefondan bir türlü alamıyordum.
Neyse, kızarmış yanaklar ve hafif terlemiş bir sırt ile eve döndüğümde kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım bile. Hemen duşumu alıp üzerime rahat bir eşofman geçirdim.
İşte en tatlı kısma geldik!
Alie’nin bitkiler ve ağaçlarla dolu o büyülü bahçesinden geçip evinin terasına vardığımda ilk dikkatimi çeken etrafı saran odun – reçine karışımı çarpıcı koku oldu. Bu koku öyle dinlendirici, öyle güzeldi ki beni aldı, kış ortasında, şömine başında karlı bir güne götürdü. Adı Palo Santo’ymuş. Şimdilerde vazgeçilmezim!
Alie bizim için mumlarıyla, müziğiyle, kokusuyla dingin ve meditatif bir ortam hazırlamıştı. Fonda çalan parçaları anımsamıyorum ama aynı tonda kendim için hazırladığım küçük bir öneri listesini size sunabilirim. Tıklaman yeterli, listenin adı Palo Santo Baby!
Şimdi gel gelelim kil maskesine! Bu kısmı Alie gibi anlatmaya çalışacağım.
İnsanın kendine öz şefkat göstermesi gereken zamanlar vardı. Ruhun sana böyle ihtiyaçları için küçük sinyaller gönderir aslında. Aynı benim yaşadığım o boşluk hissi gibi, insanın içinin daraldığı, “Ay ne yapsam?” dediği zamanlardan bahsediyorum. İşin püf noktası kabın içindeki su tükenmeden, içimizdeki boşluğu hissetmeden vücudumuzun ihtiyaç saatini öğrenmekte!
Neyse, o gün Alie kendimi şımartmam için bana 2 saatlik bir mola alanı sağladı. Ne işler aksadı ne de canım sıkıldı. Birlikte çok güzel bir kil maskesi hazırladık. Bu maske hem yüzümüzü canlandıracak, hem nemlendirecek, hem de ruhumuzun nefes almasını sağlayacaktı. Tarifini her bahar buluştuğu Faslı bir arkadaşından almıştı. Fas, baharatlarının kokusu, rengarenk dokusu ve otantik ruhuyla her zaman beni besliyor derdi.
Öncelikle temiz bir kase aldık. Ardından içerisine 2 çay kaşığı Fas kökenli, zengin mineraller içeren volkanik bir kil olan Ghassoul (Rhassoul) Kili koyduk. Benim cildim kuru olduğu için içerisine 1 çay kaşığı nem bombası aloe vera jel, 2 çay kaşığı kalbi ferahlatan damıtılmış gül suyu ve 2 damla da vaz geçilmez kokusuyla ıtır uçucu yağı ekledik. Itır tatlı kokusuyla en sevdiğim yağlardandır, aynı zamanda sinirleri rahatlatmak gibi bir özelliği de var elbette. Alie bu malzemeleri kendi bahçesinden temin ediyordu ve kendi gibi bitkilerle yakından ilgilenen bir arkadaşının atölyesinde, yağa ve suya dönüştürüyordu. Bu malzemeleri doğru bir şekilde dönüştürmek günler alabiliyor ve ince işçilik gerektiriyor. Bu nedenle bu işte uzmanlaşmış dükkanlardan hazır almak daha kolay olacaktır. Yinede uyarmam lazım, kozmetik değil de organik seçmek gerekiyor yoksa ne yağın ne de diğer malzemelerin faydası var. Alie hep, her bitkinin ve her maddenin bir enerjisi var derdi, onlardan yararlanmak istiyorsak doğru zaman ve doğru kaynağı tercih etmek şart diye uyarırdı.
Gelelim bir sonraki aşamaya şimdi hepsini tahta bir kaşık veya çubuk yardımıyla homojen hale gelene kadar karıştırıp ardından yüzümüze sürüyoruz. Aman gözlerinize ve ağzınıza sürmeyin. Bu sadece cildimiz ve ruhumuz için.
Sürer sürmez kendimi iyi hissetmeye başlamıştım. Aslında yürümek bir kademe, duş yapmak bir kademe ve maskeyle bu ritüeli tamamlamak bir kademe yukarı çıkardı beni. Alie’nin tabiriyle benim tas, kaybettiği suyu yerine koymaya başlamıştı.
Ardından bizim için kurumuş güllerden bir çay demledi. 20 dakika kadar o bayıldığım bitkiler ve kitaplarla dolu terasında sohbet ettik. Bana Fas’ta geçirdiği muhteşem günlerden biraz bahsetti. Arkadaşı hem bir şifacı hem de çok başarılı bir şefti. Ondan pek çok karışım ve tarif öğrenmişti. Arkadaşı sesin, kokunun, dokunun ve lezzetin gücüne inanıyordu. Görmek bir yana insana bir şeyler hatırlatan, ilham veren de bu duyularımız çoğu zaman…
Hemen sonrasında yüzümüzü ılık suda temizledik. Ardından da bizim için minik bakır leğenlerde hazırladığı ve içerisine iki damla gül uçucu yağından da eklediği suyla yüzümüzü biraz yıkadık.
Son dokunuş olarak da yüzümüz gerilmeden,yine Alie’nin kendi karışımından hazırladığı bir nemlendiriciyi uygulayınca, kundaklanıp uykuya bırakılmış bir bebek kadar huzurluydum.
Sadece 2 saat kendime ayırdığım bu kişisel, özel ve dinlendirici mola bir haftayı kurtaracak motivasyonu vermişti bana. Ara sıra bu ritüeli arkadaşlarımla da deneyimliyorum. Size de tavsiye ederim!
Kommentare